Hoşgeldin, Ziyaretçi |
Sitemizden yararlanabilmek için Kayıt olmalısınız.
|
Son Yorumlar |
İşte Türkiye'nin en çok s...
Forum: Ekonomi haberleri
Son Yorum: Zigibanda
09-10-2017, 11:40 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 428
|
Çin benzinli otomobilleri...
Forum: Ekonomi haberleri
Son Yorum: Zigibanda
09-10-2017, 11:37 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 427
|
Eski Polis, Fethullah Gül...
Forum: Türkiye'den haberler
Son Yorum: Zigibanda
09-10-2017, 11:35 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 455
|
15 Temmuz Gecesi Erdoğan'...
Forum: Türkiye'den haberler
Son Yorum: Zigibanda
09-10-2017, 11:34 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 443
|
15 Temmuz Gecesi Erdoğan'...
Forum: Türkiye'den haberler
Son Yorum: Zigibanda
09-10-2017, 11:32 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 441
|
Psikolojik Terimler Sözlü...
Forum: Ruh sağlığı
Son Yorum: Zigibanda
09-09-2017, 07:26 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 496
|
Psikolojinin tanımı
Forum: Ruh sağlığı
Son Yorum: Zigibanda
09-09-2017, 07:26 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 462
|
Psikolojinin tanımı
Forum: Ruh sağlığı
Son Yorum: Zigibanda
09-09-2017, 07:17 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 452
|
Pekingese hakkında bilgi
Forum: Hayvanlar alemi
Son Yorum: enes ebrem
09-08-2017, 10:32 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 453
|
Beagle hakkında bilgi
Forum: Hayvanlar alemi
Son Yorum: enes ebrem
09-08-2017, 10:25 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 472
|
|
|
İşte Türkiye'nin en çok satan otomobil markası! |
Yazar: Zigibanda - 09-10-2017, 11:40 PM - Forum: Ekonomi haberleri
- Yorum Yok
|
|
Türkiye'de son 4 yıldır "en çok satılan otomobil ve hafif ticari araç markası" olan Volkswagen, 2017'nin ocak-ağustos döneminde birinciliği Renault'ya kaptırdı.
Otomotiv Distribütörleri Derneği (ODD) verilerine göre, 2017'nin 8 ayında otomobil ve hafif ticari araç toplamında en çok satılan marka 76 bin 493 adetle Renault oldu. Marka, satışlarını geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 5 yükseltti.
Otomobil satışları yüzde 4 artışla 67 bin 451'e çıkan Renault, yüzde 14 yükselişle 9 bin 42 adet hafif ticari araç sattı.
VOLKSWAGEN'İN SATIŞLARI YÜZDE 15 AZALDI
Bu dönemde toplam pazarda yüzde 15 artışla 69 bin 92 otomobil ve hafif ticari araç satışı yapan Fiat ikinci oldu. Fiat'ın satışlarının 37 bin 381'ini otomobil, 31 bin 711'ini hafif ticari araçlar oluşturdu.
Türkiye'de 2013'ten bu yana "en çok satılan otomobil ve hafif ticari araç markası" unvanına sahip olan Volkswagen ise 67 bin 530 adetle üçüncülüğe geriledi. Markanın satışları Ocak-Ağustos 2017'de geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 15 azaldı.
Türkiye'de üretimi bulunmayan ve satışlarının tamamı ithal araçlardan oluşan Volkswagen'in pazar birinciliğini kaptırmasında döviz kurundaki yükselişin ithal araç fiyatlarını artırması etkili oldu.
EN ÇOK SATILAN MODEL FİAT EGEA
Ford, toplam pazarda Ocak-Ağustos 2017'de 64 bin 393 satışla dördüncü oldu. Bu dönemde hafif ticari araç pazarında 39 bin 222 adetle en çok satılan marka olan Ford, 25 bin 171 otomobil satışı gerçekleştirdi.
En çok satılan markalar sıralaması
Hyundai (31 bin 556),
Dacia (28 bin 736),
Opel (26 bin 719),
Toyota (25 bin 358),
Peugeot (22 bin 817) ve
Mercedes-Benz (20 bin 616) ile devam etti.
Bu dönemde en çok satılan otomobil modeli 25 bin 759 adetle Fiat Egea olurken, hafif ticari araç pazarında en fazla 16 bin 833 adetle Ford Courier satıldı.
|
|
|
Eski Polis, Fethullah Gülen'e Küfretti Diye Babasını Vurdu |
Yazar: Zigibanda - 09-10-2017, 11:35 PM - Forum: Türkiye'den haberler
- Yorum Yok
|
|
Düzce'de, 3 yıl önce polislikten istifa eden Erol K., FETÖ elebaşı Fethullah Gülen'e küfür ettiği için tepki gösterip tartıştığı babası 70 yaşındaki Cemal K.'yi tabancayla vurdu.
Düzce'nin Kaynaşlı ilçesinde, 3 yıl önce polislikten istifa eden Erol K., FETÖ/PDY elebaşı Fethullah Gülen'e küfür ettiği için tepki gösterip tartıştığı babası 70 yaşındaki Cemal K.'yi tabancayla vurarak yaraladı. Gözaltına alınan Erol K., işlemlerinin ardından adliyeye sevk edildi.
GÜLEN'E KÜFÜR ETTİ DİYE BABASINI VURDU
Kaynaşlı'nın Yeniyurt Köyü'nde oturan, 3 yıl önce polislik görevinden istifa ettiği belirtilen Erol K., dün akşam saatlerinde iddiaya göre FETÖ/PDY terör örgütü ele başı Fethullah Gülen'e hakaret ve küfür ettiğini iddia ettiği babası Cemal K. ile tartıştı. Erol K., tartışma ardından belinden tabancasını çıkartarak babasını ayağından vurdu. Cemal K. yere yığılırken, silah sesini duyan yakınlarının ihbarı üzerine 112 Acil ve jandarma ekipleri olay yerine sevk edildi. Ayağından yaralanan Cemal K., kaldırıldığı Atatürk Devlet Hastanesi'nde tedavi altına alınırken, kendisini vuran oğlu da jandarma ekipleri tarafından yakalanarak gözaltına alındı.
İlçe Jandarma Komutanlığı'nda işlemlerini tamamlanan Erol K., sağlık kontrolleri sonrası Düzce Adliyesi'ne sevk edildi.
|
|
|
15 Temmuz Gecesi Erdoğan'ı Koruyan Polislerin FETÖ'den Tutuklandığı Ortaya Çıktı |
Yazar: Zigibanda - 09-10-2017, 11:34 PM - Forum: Türkiye'den haberler
- Yorum Yok
|
|
15 Temmuz Gecesi Erdoğan'ı Koruyan Polislerin FETÖ'den Tutuklandığı Ortaya Çıktı
Cumhurbaşkanı'na suikast girişimi davasında ilginç bir gerçek ortaya çıktı. Mahkeme başkanı, 15 Temmuz gecesi Marmaris'te Erdoğan'ı koruyan polislerin bir kısmının FETÖ'den tutuklandığını söyledi.
15 Temmuz darbe girişimi sırasında, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Marmaris'te kaldığı otele saldırı düzenleyen Özel Kuvvetler ve Muharebe Arama Kurtarma timlerinde görevli, 1'i firari 37 darbeci askerin de aralarında bulunduğu 43'ü tutuklu 47 sanığın yargılanması Muğla 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde sürüyor.
"BIRAKIN ATEŞ ETMEYİ, SİLAHI ELİME BİLE ALMADIM"
Darbe girişimi sırasında Özel Kuvvetler Komutanlığı'nda görevli binbaşı olan sanık Şükrü Seymen, dün yarım kalan esas hakkında savunmasına bugün devam etti. Binbaşı Seymen, "İddianamede, helikoptere ateş ettiğim yer alıyor. İddianamede doğru olan kısım, güvenlik güçlerinin helikoptere ateş ederek Haldun Gülmez'i (yüzbaşı) yaralamasıdır. Sahilde diz çökmüş bir şekilde cep telefonuyla pilotla görüştüm. Bizi öldürmek kastıyla ateş eden polisler için yanımdakilere, 'Onlarla işimiz yok, karşılık verdirmeyin' emrini verdim. Bırakın ateş etmeyi, silahım bile elimde değildi. Tanıklardan birisinin ifadesinde, polislerin bize karşı kimyasal silah kullanılacağı yönünde iddiası var" dedi.
"SU O KADAR BULANIK Kİ"
Mahkeme Başkanı Emirşah Baştoğ ise, "Helikopterden sivil halka nasıl ateş edildiği ortadadır. Polislerin hangi psikoloji ile davrandığını bilemeyiz. Ayrıca sizinle çatışmaya giren polislerin bir kısmı da FETÖ'den tutuklandı. Su o kadar bulanık ki" dedi.
|
|
|
15 Temmuz Gecesi Erdoğan'ı Koruyan Polislerin FETÖ'den Tutuklandığı Ortaya Çıktı |
Yazar: Zigibanda - 09-10-2017, 11:32 PM - Forum: Türkiye'den haberler
- Yorum Yok
|
|
15 Temmuz Gecesi Erdoğan'ı Koruyan Polislerin FETÖ'den Tutuklandığı Ortaya Çıktı
Cumhurbaşkanı'na suikast girişimi davasında ilginç bir gerçek ortaya çıktı. Mahkeme başkanı, 15 Temmuz gecesi Marmaris'te Erdoğan'ı koruyan polislerin bir kısmının FETÖ'den tutuklandığını söyledi.
15 Temmuz darbe girişimi sırasında, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Marmaris'te kaldığı otele saldırı düzenleyen Özel Kuvvetler ve Muharebe Arama Kurtarma timlerinde görevli, 1'i firari 37 darbeci askerin de aralarında bulunduğu 43'ü tutuklu 47 sanığın yargılanması Muğla 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde sürüyor.
"BIRAKIN ATEŞ ETMEYİ, SİLAHI ELİME BİLE ALMADIM"
Darbe girişimi sırasında Özel Kuvvetler Komutanlığı'nda görevli binbaşı olan sanık Şükrü Seymen, dün yarım kalan esas hakkında savunmasına bugün devam etti. Binbaşı Seymen, "İddianamede, helikoptere ateş ettiğim yer alıyor. İddianamede doğru olan kısım, güvenlik güçlerinin helikoptere ateş ederek Haldun Gülmez'i (yüzbaşı) yaralamasıdır. Sahilde diz çökmüş bir şekilde cep telefonuyla pilotla görüştüm. Bizi öldürmek kastıyla ateş eden polisler için yanımdakilere, 'Onlarla işimiz yok, karşılık verdirmeyin' emrini verdim. Bırakın ateş etmeyi, silahım bile elimde değildi. Tanıklardan birisinin ifadesinde, polislerin bize karşı kimyasal silah kullanılacağı yönünde iddiası var" dedi.
"SU O KADAR BULANIK Kİ"
Mahkeme Başkanı Emirşah Baştoğ ise, "Helikopterden sivil halka nasıl ateş edildiği ortadadır. Polislerin hangi psikoloji ile davrandığını bilemeyiz. Ayrıca sizinle çatışmaya giren polislerin bir kısmı da FETÖ'den tutuklandı. Su o kadar bulanık ki" dedi.
|
|
|
Psikolojik Terimler Sözlüğü |
Yazar: Zigibanda - 09-09-2017, 07:26 PM - Forum: Ruh sağlığı
- Yorum Yok
|
|
ABULI : istenç yitimi. Abulik kimse istençli çabalarini dagitmistir. Sayisiz eylemlere girisir, fakat hiç birini tamamlayamaz.
ALÇAKGÖNÜLLÜLÜK: Renan'in " alçakgönüllügün kanitlanmasi çok güçtür zira, alçakgönüllü oldugunu söyledigi an kisi, artik alçakgönüllü degildir" sözünü unutmadan, gerçek alçakgönüllügün kendinden baslamak üzere her seyin ne denli az öneme sahip oldugunu bilen yüksek düzeydeki bir zekaya bagli bir olgudur.
ALAY: alay genellikle bir zihinsel oyundur. Kisinin kendine yönelik oldugu zaman yarar saglayabilir çünkü kendi kendisiyle alay edebilen kisi kendini görmeye, tanimaya baslamis demektir. Ancak baskalarina zararli bir sekilde yöneltilecek olursa zara verir.
ALINGANLIK: güçsüzlügün ifadesidir. Hemen hemen tüm asagilik duygularinda rastlanir. Nevrozlu kisi bir hiç yüzünden kendini yaralanmis ve incinmis olarak görür. Alinganli güçsüzlük ve zayifligin temelini olusturan buyurganligin tüm sekillerinde görülür. Övünmede ve itilmede rastlanir.
AMBIVALANS:Ayni nesneye karsi zit duygularin ayni anda bir arada olmasidir. Ambivalans biri hakkinda karisik duygulara sahip olma durumu ile karistirilmamalidir.
BENCILLIK: yasami korumaya yinelik dogal bir eyilimdir.Bilinçalti ruhsal gereksinimlerin o an doyumunu arar. Yetiskinlikteki bencillik çogu kez fiziksel ve zihinsel bir dengesizligin sonucudur. Nevrozlarda rastlanir. Burada kisi kendi içine döner, karmasalarinin, itilmelerinin üzerinde büzülür.
BENLIK YITIMI: psikastenide ve çöküntüde ortaya çikar. Hasta kendinde degilmis gibi bir duyguya kapilir. Dis dünya ona garip ve gerçekdisi gözükür. Vucudu kendinin degilmis gibi gelir ve bu duyumlari bazen tüm kisiligine yayilir.
ÇATISMA: Nevrozlarin, itilmelerin ve karmasalarin nedenidir. Duygusalligin bir çok yöneimleri arasinda bir çeliski oldugunda ortaya çikar.
ÇEKEMEMEZLIK: Baskalarinin elinde bulunan üstünlüklerden kaynaklanir, somurtkan, sagir, içsel bir nefret türüdür. Bu tür bir kisi iftiralar yayar ve baskasina karsi en asagi cinstten imalarda bulunur.
DEJA VU: o anda yasanan yeni bir yasantinin daha once yasanmis olduguna dai öznel bir his
DEPERSONALIZASYON: bireyin kendini gercek disi hissetmesine yol acan belirtiyi tanimlayan terim
DIL SURCMELERI: Bilincdisi bir istek, catisma ya da düsünceler zinciririn etkisiyle olusmus yanlis eylem.
EMPOTANS:. Erkekteki cinsel gucsuzluk.
ELEKTRA KARMASASI: Erkekteki odipus benzeri bir dygulanimin kadinlar icin olani. Yani kiz cocugun babaya asik olmasi.
ENUREZIS: idrar tutamama, gece isemeleriERKEKSI PROTESTO. Kendilerini asagi bir cinsiyet olarak algilayan kadinlarda görülen tepkisel davranis. Adlerci bir terim.
FÜG: Bir kisinin kim oldugunu bilemeden ortalikta gezindigi surec.
GÜDÜ: bireyi belli bir davranisa yonlendiren icsel tepi.
GÜZEL KAYITSIZLIK: Histerik hastalarda gorulen mevcut durumlarina karsi kayitsizliklari.
HEBEFRENI: Ice kapanma, garip el yüz hareketleri ve kisiik inkari.
HIPOKONDRIAK: sürekli fiziksel rahatsizligi oldugunu düsünen ve doktor doktor dolasan kisi.hastalik hastasi.
HIPOMANI: psikolomotor hareketlerde artis, asiri iyimserlik, asiri nese , kolay kolay yorulmama , sürekli hareket halinde olma durumu.
IÇGÖZLEM : bireyin kendi duygu ve düsünce dünyasini irdelemesi.
KLOSTROFOBI: kapali yer korkusu
KONVERSIYON HISTERISI: duygusal karmasanin fiziksel belirtilerle kendini göstermesi.psikonevroz türü
KOMPÜLSIF: obsesif nevrozun karakteristigidir. Bireyin yapmadan duramadigi hareketlerdir.
MANIK DEPRESIF PSIKOZ: manik ve depresif dönemlerin birbirini izledigi psikotik bir hastalik.
NEGATIVIZM : telkine açik olamamk, terslik, yardim girisimlerini reddetmek.
NEVRALJI: cogu zaan sinir iltihaplanmasina bagli agrilar.
ODIPUS ÇATISMASI : karsit cinsten olan ebevyene asik olmak ona yogun dygular beslemek ve ayni cinsten olani ortadan kaldirma istegi. Bilicdisi duygu ve dürtüler.
PEDOFILI: kelime anlamiyla cocuk sevgisi.Pratikte cocuklara yönelik cinsel ilgi ve davranis.
PSIKODRAMA: bireyin kendi belirti ve sorunlara göre gelistirilmis bir drama da rol almasina dayali psikoterapi sekli.
PSIKOPATAOLOJI: anormal mental islevin incelenmesi .
SAPLANMA: bir kisinin bir nesneye karsit duygularla baglanmasi veya bagli kaldigi sürec.
SÜRÇME: bilinçdisi bir dilek çatisma ya da düsünce zincirinin etkisiyle olusmus yanlis eylem. Bilinç disinin kendini gösterdigi aktivite.
TRANSVESTIZIM: bireyin karsi cinsin kiyafertelrini giymekten cnsel haz aldigi durum.
VARSANI : gercekte olmayan nesnenin acikca algilanmasi.
VICDAN: bireyin ahlaki degerler sistemi.
|
|
|
Psikolojinin tanımı |
Yazar: Zigibanda - 09-09-2017, 07:26 PM - Forum: Ruh sağlığı
- Yorum Yok
|
|
Kelime anlamı Yunanca’da psycho (ruh ve zihin ) ve logos (söylemek , konuşmak )’tan gelen psikoloji kelimesi gerçek tanımı vermemektedir. Eski çağlarda yunan filozofların görüşleriyle şekillenmeye başlayan psikoloji bilimi ilk olarak filozoflar ruh incelemesi olarak almışlar. Fakat bu tanım konusunda yani ruh üzerinde tam bir açıklama getirememişler değişik ruh tanımları yapmışlardır.
Modern psikolojinin şekillenmesiyle ruh kavramı yerine insanların zihinsel ve gösterdikleri davranışlar olarak belirginleşmeye başlamıştır. Yine de modern psikoloji belirginleşse de bazı görüşler ve yaklaşımlar ortaya çıkmıştır. Psikolojinin tanımı bu yaklaşımlarla daha belirgin hale gelmeye başlamıştır.
Bu yaklaşımlardan nörobiyolojik yaklaşım psikolojinin ilgi alanının beynin ve sinir sisteminin incelenmesi olarak ele almıştır. Zihinsel olayların altında yatan nörobiyolojik süreçleri belirgin kılmak istemişlerdir.
Davranışçı yaklaşımda bir insanın gözlenebilen davranışlarını ele almıştır.
Bilişsel yaklaşım beyin aldığı bilgileri işlemekte ve yeni kategorilere dönüştürmektedir. Bilişi ve zihinsel süreçleri bilimsel olarak incelemek olarak almıştır.
Psikoanalitik analitik yaklaşım davranışlarımızın önemli bir bölümü bilinç dışı süreçlerden kaynaklandığını savunur.
Fenomonolojik yaklaşım kişinin dünyayı kişisel görüşleriyle olayları yorumlamakta ona göre davranış göstermektedir demektedir.
Yukarıda açıklamalarını yaptığımız yaklaşımlar modern psikolojinin tanımına ve araştırma alanına bir açıklık getirmeye çalışmıştır.
Psikoloji doğrudan yada dolaylı olarak gözlenebilen insan ve hayvan davranışlarını bilimsel yöntem ve tekniklerle inceleyen bilim dalı olarak ortaya çıkmaktadır. Psikolojinin tanımı ve uğraş alanını yukarıda açıklaması yapılan yaklaşımların toplamı olarak da ele alabiliriz.
Psikoloji bilim olarak da Wundt (1879)’da ilk psikoloji laboratuarı açmasıyla bir bilim dalı olarak karşımıza çıkmaktadır.
</H1>Kelime anlamı Yunanca’da psycho (ruh ve zihin ) ve logos (söylemek , konuşmak )’tan gelen psikoloji kelimesi gerçek tanımı vermemektedir. Eski çağlarda yunan filozofların görüşleriyle şekillenmeye başlayan psikoloji bilimi ilk olarak filozoflar ruh incelemesi olarak almışlar. Fakat bu tanım konusunda yani ruh üzerinde tam bir açıklama getirememişler değişik ruh tanımları yapmışlardır.
Modern psikolojinin şekillenmesiyle ruh kavramı yerine insanların zihinsel ve gösterdikleri davranışlar olarak belirginleşmeye başlamıştır. Yine de modern psikoloji belirginleşse de bazı görüşler ve yaklaşımlar ortaya çıkmıştır. Psikolojinin tanımı bu yaklaşımlarla daha belirgin hale gelmeye başlamıştır.
Bu yaklaşımlardan nörobiyolojik yaklaşım psikolojinin ilgi alanının beynin ve sinir sisteminin incelenmesi olarak ele almıştır. Zihinsel olayların altında yatan nörobiyolojik süreçleri belirgin kılmak istemişlerdir.
Davranışçı yaklaşımda bir insanın gözlenebilen davranışlarını ele almıştır.
Bilişsel yaklaşım beyin aldığı bilgileri işlemekte ve yeni kategorilere dönüştürmektedir. Bilişi ve zihinsel süreçleri bilimsel olarak incelemek olarak almıştır.
Psikoanalitik analitik yaklaşım davranışlarımızın önemli bir bölümü bilinç dışı süreçlerden kaynaklandığını savunur.
Fenomonolojik yaklaşım kişinin dünyayı kişisel görüşleriyle olayları yorumlamakta ona göre davranış göstermektedir demektedir.
Yukarıda açıklamalarını yaptığımız yaklaşımlar modern psikolojinin tanımına ve araştırma alanına bir açıklık getirmeye çalışmıştır.
Psikoloji doğrudan yada dolaylı olarak gözlenebilen insan ve hayvan davranışlarını bilimsel yöntem ve tekniklerle inceleyen bilim dalı olarak ortaya çıkmaktadır. Psikolojinin tanımı ve uğraş alanını yukarıda açıklaması yapılan yaklaşımların toplamı olarak da ele alabiliriz.
Psikoloji bilim olarak da Wundt (1879)’da ilk psikoloji laboratuarı açmasıyla bir bilim dalı olarak karşımıza çıkmaktadır.
|
|
|
Psikolojinin tanımı |
Yazar: Zigibanda - 09-09-2017, 07:17 PM - Forum: Ruh sağlığı
- Yorum Yok
|
|
Kelime anlamı Yunanca’da psycho (ruh ve zihin ) ve logos (söylemek , konuşmak )’tan gelen psikoloji kelimesi gerçek tanımı vermemektedir. Eski çağlarda yunan filozofların görüşleriyle şekillenmeye başlayan psikoloji bilimi ilk olarak filozoflar ruh incelemesi olarak almışlar. Fakat bu tanım konusunda yani ruh üzerinde tam bir açıklama getirememişler değişik ruh tanımları yapmışlardır.
Modern psikolojinin şekillenmesiyle ruh kavramı yerine insanların zihinsel ve gösterdikleri davranışlar olarak belirginleşmeye başlamıştır. Yine de modern psikoloji belirginleşse de bazı görüşler ve yaklaşımlar ortaya çıkmıştır. Psikolojinin tanımı bu yaklaşımlarla daha belirgin hale gelmeye başlamıştır.
Bu yaklaşımlardan nörobiyolojik yaklaşım psikolojinin ilgi alanının beynin ve sinir sisteminin incelenmesi olarak ele almıştır. Zihinsel olayların altında yatan nörobiyolojik süreçleri belirgin kılmak istemişlerdir.
Davranışçı yaklaşımda bir insanın gözlenebilen davranışlarını ele almıştır.
Bilişsel yaklaşım beyin aldığı bilgileri işlemekte ve yeni kategorilere dönüştürmektedir. Bilişi ve zihinsel süreçleri bilimsel olarak incelemek olarak almıştır.
Psikoanalitik analitik yaklaşım davranışlarımızın önemli bir bölümü bilinç dışı süreçlerden kaynaklandığını savunur.
Fenomonolojik yaklaşım kişinin dünyayı kişisel görüşleriyle olayları yorumlamakta ona göre davranış göstermektedir demektedir.
Yukarıda açıklamalarını yaptığımız yaklaşımlar modern psikolojinin tanımına ve araştırma alanına bir açıklık getirmeye çalışmıştır.
Psikoloji doğrudan yada dolaylı olarak gözlenebilen insan ve hayvan davranışlarını bilimsel yöntem ve tekniklerle inceleyen bilim dalı olarak ortaya çıkmaktadır. Psikolojinin tanımı ve uğraş alanını yukarıda açıklaması yapılan yaklaşımların toplamı olarak da ele alabiliriz.
Psikoloji bilim olarak da Wundt (1879)’da ilk psikoloji laboratuarı açmasıyla bir bilim dalı olarak karşımıza çıkmaktadır.
</H1>Kelime anlamı Yunanca’da psycho (ruh ve zihin ) ve logos (söylemek , konuşmak )’tan gelen psikoloji kelimesi gerçek tanımı vermemektedir. Eski çağlarda yunan filozofların görüşleriyle şekillenmeye başlayan psikoloji bilimi ilk olarak filozoflar ruh incelemesi olarak almışlar. Fakat bu tanım konusunda yani ruh üzerinde tam bir açıklama getirememişler değişik ruh tanımları yapmışlardır.
Modern psikolojinin şekillenmesiyle ruh kavramı yerine insanların zihinsel ve gösterdikleri davranışlar olarak belirginleşmeye başlamıştır. Yine de modern psikoloji belirginleşse de bazı görüşler ve yaklaşımlar ortaya çıkmıştır. Psikolojinin tanımı bu yaklaşımlarla daha belirgin hale gelmeye başlamıştır.
Bu yaklaşımlardan nörobiyolojik yaklaşım psikolojinin ilgi alanının beynin ve sinir sisteminin incelenmesi olarak ele almıştır. Zihinsel olayların altında yatan nörobiyolojik süreçleri belirgin kılmak istemişlerdir.
Davranışçı yaklaşımda bir insanın gözlenebilen davranışlarını ele almıştır.
Bilişsel yaklaşım beyin aldığı bilgileri işlemekte ve yeni kategorilere dönüştürmektedir. Bilişi ve zihinsel süreçleri bilimsel olarak incelemek olarak almıştır.
Psikoanalitik analitik yaklaşım davranışlarımızın önemli bir bölümü bilinç dışı süreçlerden kaynaklandığını savunur.
Fenomonolojik yaklaşım kişinin dünyayı kişisel görüşleriyle olayları yorumlamakta ona göre davranış göstermektedir demektedir.
Yukarıda açıklamalarını yaptığımız yaklaşımlar modern psikolojinin tanımına ve araştırma alanına bir açıklık getirmeye çalışmıştır.
Psikoloji doğrudan yada dolaylı olarak gözlenebilen insan ve hayvan davranışlarını bilimsel yöntem ve tekniklerle inceleyen bilim dalı olarak ortaya çıkmaktadır. Psikolojinin tanımı ve uğraş alanını yukarıda açıklaması yapılan yaklaşımların toplamı olarak da ele alabiliriz.
Psikoloji bilim olarak da Wundt (1879)’da ilk psikoloji laboratuarı açmasıyla bir bilim dalı olarak karşımıza çıkmaktadır.
|
|
|
Pekingese hakkında bilgi |
Yazar: enes ebrem - 09-08-2017, 10:32 PM - Forum: Hayvanlar alemi
- Yorum Yok
|
|
Pekingese
Bu ırk, 1893’te ilk defa İngiltere’de şovlarda tanıtılır. Amerika’da tanınması 1909’u bulur. Spitz kanı taşıdıklarına inanılır, ancak esas kökenleri 4000 yıl geriye dayandığı için kesin olarak bilinmemektedir. Yüzyıllarca Pekin İmparatorluk ailesinin gözdesi olmuştur. Bu köpekler kötü ruhları kovduğuna inanılan, efsaneleşen Foo köpeğinin devamıdır. Çinliler tarafından yarı kutsal varlıklar olarak görülürler. Eski Çin’de sıradan halk onlara selam vermek zorundaydı ve çalınmasının cezası ölümdü. Sahiplerine karşı duygulu ve yabancılara karşı kuşkucudurlar. Sadık, itaatkar ve kendilerinden beklenmeyecek kadar cesur bir ırktır.
|
|
|
Beagle hakkında bilgi |
Yazar: enes ebrem - 09-08-2017, 10:25 PM - Forum: Hayvanlar alemi
- Yorum Yok
|
|
Beagle
Beagle’ların Elizabeth döneminde İngiliz tazısından ve Harrier’den türedikleri sanılmaktadır. Herkesi seven, şirin, enerjik köpeklerdir. Sosyal, cesur ve akıllıdırlar. Çocuklarla en iyi anlaşan köpek türlerindendir. Yalnız kalmayı sevmezler, yalnız yüksek sesle uluyabilirler. Beagle’lar başına buyruktur, etrafı keşfetmeyi sever, hatta açık geniş bir arazide tasmasız bırakırsanız çevreyi gezmek için uzaklaşabilirler. Beagle türü, yıllarca tavşan avında kullanmıştır ve tazı sınıfının en küçük üyesidir, avını bulmak için koku duyusunu kullanır.
|
|
|
|